Dolar 42,5128
Euro 49,5436
Altın 5.766,35
BİST 11.007,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 11°C
Az Bulutlu
Sivas
11°C
Az Bulutlu
Cts 11°C
Paz 9°C
Pts 9°C
Sal 8°C

Bingöl’deki Depremler ve Bölgesel Sismik Aktivite Analizi

Bingöl’deki depremler ve bölgesel sismik aktivite analizi hakkında detaylı bilgiler, deprem riskleri ve bölgesel sismik hareketlerin incelenmesi.

Bingöl’deki Depremler ve Bölgesel Sismik Aktivite Analizi
5 Haziran 2025 14:00
100
A+
A-

Deprem Analizleri ve Bölgesel Sismik Durum

Kiğı ilçesinde 29 Mayıs’ta meydana gelen 4,3 büyüklüğündeki deprem ve 1 Haziran’da gerçekleşen 4,4 büyüklüğündeki sarsıntılar, bölgedeki sismik aktivitenin yoğunluğunu yeniden gündeme getirdi. Dicle Üniversitesi (DÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, fay hatlarının sıkışması sonucu oluşan kırılmaların bu depremleri tetiklediğini belirtti. Kavak, özellikle Doğu Anadolu Fay Hattı ve Bingöl çevresinde enerjinin birikmiş olduğunu ve bu bölgenin aktif enerji transferi alanlarından biri olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Kavak, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Hatay’dan başlayıp Adıyaman ve Malatya üzerinden Bingöl’e ulaştığını ve bu hattın Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşerek Marmara Denizi’ne kadar devam ettiğini açıkladı. Bu bölgedeki sıkışmanın, bindirme kuşağı ve ‘Bitlis-Zagros’ kuşağı adı verilen enerji aktarım hatlarıyla ilişkili olduğunu dile getiren Kavak, Anadolu’nun sürekli hareket halinde olduğunu ve bu hareketin yılda yaklaşık 4 santimetre ilerlemeye neden olduğunu belirtti. Bu hareketin sonucunda bölgedeki enerji birikiminin de arttığını ifade etti.

Gelecekteki Deprem Olasılıkları ve Uyarılar

Depremin ne zaman ve nasıl olacağının öngörülemediğine dikkat çeken Kavak, bölgedeki sıkışmaların ve enerji transferlerinin halen devam ettiğini vurguladı. En riskli bölgelerin başında Bingöl ve çevresi geldiğine işaret eden Kavak, bu bölgede uzun vadede 6-7 büyüklüğünde depremler olabileceğine dikkat çekti. “Yoğun bir enerji Doğu Anadolu Fay Hattı boyunca birikmiş durumda,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bölgedeki deprem olasılıklarının artmasıyla birlikte, kentsel dönüşüm ve yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bölgesel Sismik Durum ve Fay Hatları

Fırat Üniversitesi (FÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy ise, Bingöl’ün Kiğı ilçesindeki son bir haftadaki sarsıntıların, beklenen büyük depremlerle bağlantısı olmadığını belirtti. Aksoy, bölgedeki depremlerin Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerindeki Yedisu Segmenti ile Doğu Anadolu Fay Zonu arasında kalan ve bağımsız fayların zaman zaman kırılmasıyla ortaya çıktığını söyledi. 24 Ocak 2020’de Elazığ’da yaşanan 6,8 büyüklüğündeki deprem sonrası bölgenin sismik aktivitesinin arttığını belirten Aksoy, özellikle Yedisu Segmenti’nin uzun süredir deprem üretmediğine işaret etti.

Aksoy, bölgedeki fayların uzunluğu ve kırılma alanlarına göre depremlerin büyüklüğünün değiştiğine dikkat çekerek, en riskli fayların Yedisu Segmenti ve Palu-Bingöl arasındaki Doğu Anadolu Fay Zonu olduğunu vurguladı. Özellikle, Kiğı civarında gerçekleşen depremlerin yaklaşık 4,5 civarında olduğunu ve bölgedeki enerji birikiminin düşük olduğunu dile getiren Aksoy, bu faylar üzerinde meydana gelebilecek depremlerin çevre illerde ve yerleşim alanlarında fazla hissedilmeyebileceğine dikkat çekti.

Deprem ve Barajların Etkileşimi

Yapılan araştırmalar, Özlüce Barajı’nın deprem üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını ortaya koyuyor. Dr. Öğr. Üyesi Kenan Akbayram, Özlüce Barajı’nın su kütlesinin, özellikle Atatürk veya Keban Barajları ile kıyaslandığında, deprem aktivitesini etkileyecek düzeyde olmadığını belirtti. Su kütlesinin küçük olması ve bölgedeki stres seviyeleri göz önüne alındığında, barajın deprem üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu ifade ediliyor.

Son olarak, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin bölgeden yaklaşık 300-400 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen, stres transferiyle bölgedeki hareketliliğin tetiklendiği düşünülüyor. Özlüce Barajı’nın küçük su yükünün bölgedeki depremlere etkisinin sınırlı olduğu uzmanlar tarafından belirtiliyor.

Yedisu Fay Zonu ve Bölgesel Tehlike Değerlendirmesi

Akbayram, 1784 yılından beri Yedisu Fay Zonu’nda herhangi bir deprem olmadığını ve bu bölgenin sismik boşluk niteliğinde olduğunu belirtti. Bu bölgenin uzun süredir deprem üretmediğini ve diğer fay hatlarıyla kıyaslandığında, bölgedeki tehlikenin yeterince anlaşıldığını vurguladı. Ayrıca, teknik ve bilimsel açıklamaların zaman zaman halkın kaygı düzeylerini artırdığını ve bu nedenle kamu kurumlarının da bu konuda önlemler aldığını ifade etti.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.