Gazze’de İnsanî Kriz Derinleşiyor: Kıtlık, Yıkım ve Bayram Sevinci Eksikliği

Gazze’deki insani kriz ve bayram atmosferindeki boşluk

Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana düzenlediği ağır saldırıların ve sınır kapılarının kapatılması sonucu yaşanan insani krizle karşı karşıya. Yardım malzemelerinin girişinin engellenmesiyle birlikte bölgedeki açlık ve sağlık sistemi tamamen çökmek üzere. Filistinliler, yaşam mücadelesi verirken dini ve toplumsal etkinliklere katılmaya çalışıyorlar, ancak kıtlık, devam eden soykırım, kayıplar ve yıkımın boyutu bayram sevincini gölgede bırakıyor.

İş insanları ve esnaf, İsrail’in uluslararası ve yerel insani yardım kuruluşlarına tahsis edilen sınırlı miktarların dışında, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye hayvan girişinin engellendiğini belirtiyor. Bu durum, neredeyse hiç kurbanlık hayvanın bulunmadığı bir bayram ortamı yaratmış durumda. Ayrıca, İsrail sınır kapılarını kapatması ve insani yardım girişini engellemeleri nedeniyle bölgedeki kıtlık iki aydan uzun bir süredir devam ediyor. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) verileri, Gazze’nin en ağır insani krizle karşı karşıya olduğunu, sivillerin açlık tehlikesiyle boğuştuğunu gösteriyor. Tel Aviv ise yardım girişinin sürdüğünü iddia etse de, bölgeye giren yardımın temel ihtiyaçların sadece yüzde 1’ine denk geldiği ortaya çıkıyor.

Kıtlık ve kurbanlık hayvan sorunu

Filistin hükümetinin medya ofisine göre, bölgede günlük 500 tır acil sağlık, gıda ve insani yardım malzemesine, en az 50 tır ise yakıt ihtiyacına ihtiyaç duyuluyor. Ekonomi uzmanı Muhammed Ebu Ceyyab, yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler, soykırımın altında, şiddetli kıtlık ortamında kurbanlık hayvan ve et olmaksızın ikinci Kurban Bayramı’nı kutluyor” dedi. Gazze’deki hayvan sayısının çok az olduğu ve olanların da ticari amaçlı olmadığı belirtiliyor. Ayrıca, insani yardım kuruluşları tarafından bölgeye et dağıtımı yapılsa da, bu bayramın umut kaynağı olamadığı ifade ediliyor. Ebu Ceyyab, “Bu bayram, Filistinliler arasında umutsuzluk atmosferi hakim. Her bayramda kurban kesme alışkanlığı olanlar, bu yıl ailelerine yetecek kadar yiyecek bile bulamıyor,” şeklinde konuştu.

Gazze dışındaki hayır kuruluşlarının, bölgeye yüksek besin değeri içeren sebze ve meyve ile taze kurban eti getirebilmesi için İsrail’e baskı yapılması çağrısı yapılıyor. Ancak, bölgenin koşulları ve sınırlı imkanlar nedeniyle bazı kuruluşlar az da olsa kurbanlık hayvan temin etmeye çalışıyor. Ayrıca, Gazze’de kesilen kurbanlıklar paketlenerek ailelere dağıtılıyor.

Çocuklar ve bayram atmosferi

Gazze’de yaşayan 1 milyondan fazla çocuk, sınır kapılarının kapatılması ve yardım girişlerinin engellenmesi nedeniyle artan kıtlık ve yetersiz beslenme sorunu ile mücadele ediyor. 42 bin çocuk, en az bir ebeveynini kaybetmiş durumda. Çocuklar, bayram sevinci yerine, ailesine ekmek veya temiz su temin etmek için uzun kuyruklarda bekliyor. Gazzeli çocuklar, diğer bölgelerdeki çocukların bayramlarını yeni kıyafetler, tatlılar ve oyunlar ile kutlarken, kendi gerçeklikleri farklı. Çocuklar, savaşın ve saldırıların acısını yaşarken, ailelerini kaybedenler ise hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Umm Ala Rıdvan adlı kadın, “Her gün çocuklarımın tok uyumasını umuyorum, ancak her gün aç yatıyorlar ve onlara yiyecek bulamıyorum,” diyerek yaşadığı zorlukları dile getiriyor. Çocuklar, aileleri ve evleri yıkılanlar, büyük bir umutsuzluk ve acı içinde bayramı karşılıyorlar.

Çocukların durumu ve yaşam mücadelesi

Gazze’deki hükümetin Meda Ofisi verilerine göre, bölgedeki 1 milyondan fazla çocuk, sınır kapılarının kapatılması ve yardım kısıtlamaları nedeniyle ciddi şekilde etkileniyor. 70 binden fazla çocuk, yetersiz beslenme nedeniyle yaşam riskiyle karşı karşıya. Çocuklar, bayramlarda genellikle yeni kıyafetler, tatlılar ve yiyeceklerle sevinç yaşarken, Gazze’de ise uzun kuyruklarda ekmek ve temiz su almak için beklemek zorunda kalıyorlar. Bu durum, bölgedeki çocukların savaş ve yıkımın gölgesinde büyümesine neden oluyor.

Gazze’de yaşayan Umm Ala Rıdvan, “Her gün çocuklarımın tok uyumasını umuyorum, fakat her gün aç yatıyorlar ve onlara yiyecek bulamıyorum,” diyerek yaşadığı zorlukları anlatıyor. Bu çocuklar, aileleri ve sevdiklerini kaybetmenin acısıyla mücadele ediyorlar ve gelecek kaygısı içinde yaşamlarını sürdürüyorlar.