Erdoğan, Çin’deki Zirvede Türkiye’nin Dış Politikasını Anlattı

Türkiye’nin Barış ve Diplomasi Vizyonu Çin’de Anlatıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in en çok okunan gazetelerinden People’s Daily için kaleme aldığı makalede, Türkiye’nin küresel krizlere karşı izlediği aktif diplomasi politikalarını detaylandırdı. Erdoğan, ülkesinin barış ve istikrar hedefleri doğrultusunda uluslararası arenada üstlendiği rolü vurguladı.

Makalesinde, Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’de yaşanan insani kriz ve uluslararası sistemin yetersizlikleri gibi küresel meseleleri ele alan Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel ve küresel barışın tesisi için aktif girişimlerde bulunduğunu belirtti. Karadeniz Tahıl Girişimi ile küresel gıda krizine katkı sağlandığını ifade eden Erdoğan, bu girişimin dünya genelinde milyonlarca insanın gıda güvenliğini temin ettiğini vurguladı.

Türk lider, savaş sırasında arabulucu rolü üstlenerek, Rusya ve Ukrayna arasında esir takasları ve müzakereler sürdürüldüğünü ve bu görüşmelerin Temmuz 2025’te İstanbul’da tekrar başladığını hatırlattı. Gazze’deki tahribatlara da değinen Erdoğan, İsrail’in eylemlerini işgal ve katliam şeklinde nitelendirirken, bölgedeki kalıcı barışın 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti ile mümkün olacağını belirtti.

Erdoğan, mevcut uluslararası sistemin krizlere yanıt vermekte yetersiz kaldığını üslubu ile ortaya koyarak, Türkiye’nin çok taraflı, çözüm odaklı diplomasi anlayışını benimsediğini dile getirdi. Bu çerçevede ekonomik ortaklıklar, altyapı projeleri ve kültürel ilişkilerin barış ortamını pekiştirdiğine işaret etti.

2025’in sonunda Çin’de gerçekleşecek Şanghay İşbirliği Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi’ne, Türkiye’nin diyaloğa açık devlet sıfatıyla katılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zirveden ikili ilişkilerin güçlenmesine yönelik önemli adımlar beklediğini belirterek, Çin devlet başkanı Şi Cinping ile yapacağı görüşmeden de umutlu olduğunu ifade etti. Erdoğan, içeriklerini “dünya barışına katma değer sağlama” hedefi ile şekillendiriyor.

Kendi tarihselik ve gelecek vizyonunu dış politika stratejisinin temelini oluşturan Erdoğan, attığı adımların bölgesel ve küresel barışa yeni ufuklar açtığını vurguluyor.