Eğirdir Gölü’nde ciddi su kaybı ve ekolojik kriz

Türkiye’nin 4’üncü büyük gölü dramatik şekilde kuruma tehlikesiyle karşı karşıya

Eğirdir Gölü, ülke genelinde su seviyesi kritik seviyelere geriledi. En büyük içme suyu rezervlerinden biri olan gölde suyun çekilmesiyle birlikte göl kısa süre önce Hoyran Boğazı’ndan ikiye ayrıldı. Bu karşılaşma sonucu ortaya çıkan yeni kara parçası, çobanların hayvanlarını otlatmalarıyla nitelenirken, göl kıyısındaki balıkçı tekneleri de sığlaşma nedeniyle kullanım dışı kaldı.

İlginç bir şekilde, doğal güzelliğiyle tanınan Eğirdir Lagünü’nin tamamı artık kurumuş durumda. Kovada Gölü’nün bir yarısı tamamen kururken, diğer kısmındaki su seviyesi sadece 1 metreye kadar inmiş durumda. Bölgede ziyaretçiler, manzarayı şaşkınlıkla izliyor. Köylüler ise, yaz aylarında bahçelerini sulamak için tankerlerle su taşımanın zorunluluk haline geldiğini belirtiyor. Çiftçi ve elmacı üreticiler, özellikle elma hasadı öncesinde su sıkıntısıyla karşı karşıya kalıyorlar.

Yıllardır yeterli yağış almayan bölgede, yerel halk ve uzmanlar, barajlar ve göletlerde biriken suların göle tekrar verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bazı doğa gözlemcileri, gölün bu halini ilk defa gördüklerini ifade ediyor. Ahmet Yetkin isimli doğa sever, “İnsanlar gölün böyle kuruyacağını düşünemezdi,” diyerek, doğa ve suyun insanlara muhtaç olmadığını, ekliyor: “Büyük bir doğa felaketi yaşanıyor. Su olmadan hayat, doğasız yaşam da mümkün değil.”

Yanında yaşayan ve yaklaşık 35 yıldır bölgede bulunmuş Arif Palas ise, “Buraya gelen misafirlerimizi hep doğal cennet diye anlatırdık, şimdi ise göl tamamen kurudu. Su olmadan burası bir çekim merkezinin ötesine geçemez,” diyerek yaşadığı üzüntüyü dile getiriyor. Fahri Çatmalı ise, “En son bir yıl önce buradaydım. Dünürlerimizle birlikte geldik, yine de gördüklerimizden çok farklı. Burası ciddi bir doğa felaketine sahne oluyor,” sözleriyle durumu özetliyor.

Göldeki kayıkların bulunduğu alanın şimdilerde bahçe haline gelmesi ise dikkat çekiyor. Süleyman Dolaksız, “Göl en az 1 kilometre çekildi. Atalarımız ve dedelerimiz çobanlık yapmış, göl gittiğinde ise hayatta kalmak zorlaştı,” diyerek durumu anlatıyor. Sondaj ve sulama sistemlerinin artmasıyla birlikte, bölgedeki su kaynaklarının azaldığını belirten Dolaksız, iklim kuraklıklarının da etkili olduğunu ifade ediyor.