Fatih Altaylı hakkında Erdoğan’a yönelik tehdit suçlamasıyla yargı kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı’ya yönelik yeni adımlar attı

20 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen açıklamada, gazeteci Fatih Altaylı’nın sosyal medya platformlarındaki yayınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı ve tehdit içerikli ifadeler kullandığı iddiasıyla re’sen soruşturma başlatıldı. 21 Haziran’da gözaltına alınan Altaylı, Cumhurbaşkanını tehdit ettiği suçlamasıyla tutuklandı ve en az 5 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

İkinci duruşma İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Ancak salon kapasitesinin yetersizliği nedeniyle duruşma, Marmara ceza infaz kurumlarının karşısındaki 2 No’lu duruşma salonunda yapıldı. Duruşmaya, gazeteci ve avukatların yanı sıra eski Galatasaray Başkanı Faruk Süren, tarihçi Murat Bardakçı, akademisyen Celal Şengör, İlber Ortaylı ve Altaylı’nın ailesi de katıldı.

Savcılık, duruşmada yaptığı açıklamada, Altaylı’nın Cumhurbaşkanı’na yönelik tehdit suçundan 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istedi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın kolayca korkan biri olmadığı vurgulandı. Altaylı, savunmasında yaptığı konuşmanın Cumhurbaşkanı’nda korku yaratma ihtimalinin olmadığını belirterek, olayın gerçek boyutunu açıkladı ve suçlamaları reddetti. “Ben örgüt mensubu değilim, vatandaşım; Cumhurbaşkanını tanıyorum, Mossad’dan korkmamış biridir. Kolay kolay korkan biri değildir” diye konuştu.

Mahkeme, yapılan savunmalar ve deliller doğrultusunda, Fatih Altaylı’ya ‘‘Cumhurbaşkanına tehdit’’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Ayrıca, adli kontrol hükümlerinin yetersiz olduğuna karar vererek tutukluluğunu sürdürmesine hükmetti.

Suçlama ve deliller doğrultusunda hazırlanan iddianame detayları

İddianamede, Altaylı’nın Youtube kanalındaki yayını sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle soruşturma başlatıldığı belirtildi. Söz konusu videonun paylaşılması ve geniş kitlelere ulaşması, eylemin “iletme kastı”yla gerçekleştirildiği ve suçun delil niteliği taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, olayın hem basın hem de yayın yoluyla açıklıkla gerçekleştirildiği ve amacı doğrultusunda hareket edildiği kaydedildi.