Mahmut Arıkan’dan Demirtaş ve Öcalan açıklamaları

Selahattin Demirtaş’ın Serbest Bırakılması Üzerine

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Demirtaş kararını değerlendirdi. Arıkan, Demirtaş’ın özgürlüğünün hukuki değil, son bir yıl içinde yapılan müzakerelerin sonucuna bağlı olduğunu söyledi. Bu dönemde bir uzlaşı sağlanıp sağlanmayacağı konusu üzerinde durduğunu belirterek, “Hukuki açıdan Demirtaş zaten 10 yıldır cezaevinde yatıyor. Bu süre, onun tutukluluğunu karşılar. Ancak tartışmalar, ‘terörsüz Türkiye’ gibi konulara indirgeniyor. Biz buna katılmıyoruz. Demirtaş, çoktan serbest bırakılmalı ve siyasete katılabilmeliydi” dedi.

Medya ve Basın Üzerindeki Baskılar

Gazetecilerle buluşmasında, medya alanında yaşanan zor koşullara dikkat çeken Arıkan, ekonomik ve siyasi baskıların arttığını, gazetecilerin işten çıkarıldığını ve oto-sansür uygulamalarına zorlandığını kaydetti. Özgür basının demokrasinin temel taşı olduğunu vurgulayan Arıkan, muhalif medyanın resmi ilan ve reklam gelirlerinden de mahrum bırakıldığını, bunun da “reklamla terbiye” yöntemi olarak kullanıldığını dile getirdi.

Geçmiş İttifaklar ve Günümüz Yaklaşımları

Mahmut Arıkan, partisinin geçmişteki ittifaklarına ilişkin soruları yanıtladı. Ali Babacan ile uyumlu bir işbirliği yürüttüklerini belirten Arıkan, geçmişte yapılan bütün koalisyonlardan pişmanlık duymadıklarını söyledi. Tarih boyunca çeşitli hükümetler ve koalisyonlar kurduklarını hatırlatarak, “En sonunda Altılı Masa’yı kurduk. Geçmişte yapılanların hepsi yapıldı, pişmanlık duymuyoruz” dedi. Ayrıca, günümüzde muhafazakâr, sağcı, solcu ve dindar partiler kavramlarının artık yeterli olmadığını düşündüğünü belirtti. “Hak yiyenlerle, hakları gasp edilenlerin mücadelesi var” diyerek, insanları kutuplardan uzak durmaya çağırdı ve her kesimle makul çözümler üretmek için açık olduklarını ifade etti. Arıkan, seçimlerin 2027’de olacağını öngörerek, bu konuda çalışmaların devam edeceğini belirtti.

Bloklara Karşı Yaklaşım ve Geleceğe Dair Düşünceler

Gazetecilerin, partilerin bloklar halinde hareket edip etmeyeceği sorusu üzerine, Arıkan, blok hareketini doğru bulmadığını söyledi. Üç farklı halk oylaması ve cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidar ve muhalefet bloklarının yüzdelik oranlarının aynı olduğunu hatırlatan Arıkan, bloklar yerine iktidar ve muhalefetin politikalarından memnun olmayanların sesine kulak verilmesi gerektiğini vurguladı. “Ben blokla hareket etmeyi doğru bulmuyorum” ifadesiyle, parçalı yapılar yerine, farklı kesimlerin sesini duyuran bir yaklaşıma önem verdiğini dile getirdi.

Demirtaş ve Öcalan Konusunda Değerlendirmeler

Mahmut Arıkan, Demirtaş kararını değerlendirirken, 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Temel Karamollaoğlu’nun Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiği yönündeki açıklamasına da değindi. Yedi yıl sonra Demirtaş’ın serbest bırakılmasını hukuki değil, siyasi müzakerelere bağladığını ifade etti ve “Şu ana kadar Demirtaş çoktan serbest olmalıydı ve siyasete katılabilmeliydi” dedi.

Öcalan’ın durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Arıkan, “Terörsüz Türkiye” hedefine ilişkin, başlığın yanlış olduğunu ve sadece PKK üzerinden meselelerin çözümüne odaklanmanın yanlış olduğunu söyledi. Türkiye’nin sadece terör sorunu değil, medya, KHK mağdurları ve diğer pekçok sorunu olduğunu vurguladı. Öcalan’ın serbest kalması ya da komisyona çağrılması konusunu da yersiz bulan Arıkan, Türkiye’nin tarih boyunca darbeler, sıkı yönetimler ve faili meçhulleri yaşadığını hatırlattı ve bütün mağduriyetlerin beraber masaya yatırılması gerektiğini belirtti. Arıkan, “Öcalan üzerinden tartışmaların sağlıklı olmadığını, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için daha geniş bir perspektif olması gerektiğini” söyledi.