Rojin Kabaiş’in DNA’sında 2 Erkekten İzler Tespit Edildi

Van’da Kayıp Öğrencinin Ölümünde DNA Bulguları Gün Yüzüne Çıkarıldı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül tarihinde kaldığı yurttan çıktıktan sonra kayboldu. Öğrencinin kayboluşu ve ardından yaşanan olaylar geniş yankı uyandırdı. Rojin’den haber alınamaması üzerine yapılan arama çalışmalarında, genç kızın cansız bedeni 15 Ekim’de İpekyolu ilçesindeki Mollakasım Mahallesi sahilinde bulundu. Ölüm sebebine ilişkin soruşturma devam ederken, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan rapora göre, cenazede çeşitli örneklerde farklı erkeklere ait DNA profilinin tespit edildiği ortaya çıktı.

Raporda, göğüs bölgesinden alınan sternal ve intra vajinal bölgeden elde edilen örneklerde, ölenin DNA’sıyla karışık halde iki farklı erkek kişiye ait DNA profilinin bulunduğu kaydedildi. Bu durum, olayın ciddiyetini artırırken, cenazenin otopsi işlemlerinde yaklaşık 134 kişiden DNA örneği alındı. Ancak, yapılan incelemede, alınan DNA örneklerinin uyuşmadığı ve bulaşma tespit edilmediği görüldü. Böylece, DNA profiliyle kiminle bağlantılı olduğu netlik kazanmadı.

Öte yandan, Rojin’in atletinde kan izlerine rastlandı ve bu bilgiler ailesi tarafından paylaşıldı. Ailenin avukatı Zeynep Demir, kan örneğinin kimlik tespitinde kullanılmasının şart olduğunu vurguladı. Daha önceki testlerde, kan lekesinin DNA’sı bozulduğu için kime ait olduğu belirlenemedi ancak kanın kesinlikle bir kadına ait olduğu tespit edildi. Bu noktada, olayla ilişkili kişilerin tespiti için tüm bölgedeki erkeklerin DNA örneklerinin alınıp karşılaştırılması çağrısında bulundu.

Dayanamayacak noktaya gelen aile, “Kim bu kişilerin kimliği? Telefonları neden yurtdışına götürülüyor?” diyerek tepkilerini dile getirdi. Rojin’in ailesi, olaya ilişkin detaylı ve adil bir soruşturma talebinde bulunurken, kayıtlardaki DNA ve kan örneklerinin incelenmesinin önemine vurgu yapıldı. Ailenin avukatı, olayda kullanılan DNA örneklerinin net bir şekilde karşılaştırılmasının, gerçek suçluların bulunup bulunmayacağı açısından kritik olduğunu ifade etti. Bu gelişmeler ışığında, soruşturmanın istenilen hızda ilerlemediği ve araştırmaların daha titiz yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.