Sudan’daki İç Savaş ve İnsanlık Krizi Gün yüzüne çıkarıldı

Sudan’daki İç Savaş ve İnsanlık Durumu

İHH Genel Merkezi’nde düzenlenen basın açıklamasında, Sudan’da Nisan 2023’ten beri devam eden şiddetli iç çatışmaların boyutları ve insani kriz detaylarıyla aktarıldı. Toplantıya İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın yanı sıra Sudan İstanbul Başkonsolosu Osama Mahjoub Hassan Dirar, İslam İşbirliği Teşkilatı Eski Genel Sekreter Yardımcısı Ata Mannan Bakhit, Mavi Marmara Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür ve diğer STK temsilcileri katıldı. Yıldırım, iç kavganın arkasında genellikle emperyalist güçlerin olduğunu vurguladı ve bölgedeki insani yardımların artırılması gerektiğinin altını çizdi. “Her iç kavganın ardında emperyalist güçler var,” diyen Yıldırım, yardım faaliyetlerini gemilerle ve konteynerlerle sürdürüyor olduklarını dile getirdi ve Sudan’a yardımların Gazze’ye gönderilir gibi gönderilmesinin önemine değindi. Ayrıca, Sudan’ın bölünmüş olması ve petrol, altın ile uranyum gibi zenginlikleri kontrol etmek isteyen güçlerin bölgede nüfuz mücadelesi yürüttükleri ifade edildi. Sudan’ın Afrika’nın en güçlü İslam devleti olduğu ve bölgedeki Filistin davasına verdiği desteğin dikkat çektiği vurgulandı. Sudan’daki çatışmaların sonuçları olarak milyonlarca insanın evini terk etmek zorunda kaldığı ve yerinden edilme krizinin büyüdüğü belirtildi. BM dahi yardım dağıtımını kaybetmiş durumda. Sudan’ın Kievlük durumu, Darfur ve El-Faşir’de yaşanan katliamların sivil halk üzerinde yarattığı travmalar detaylandırıldı. Sudan İstanbul Başkonsolosu, iç savaş nedeniyle 12 milyon kişinin iç göç ettiğini, temel sağlık ve eğitim hizmetlerinin kesintiye uğradığını ve gıda ihtiyacının arttığını aktardı. Sudan’daki bu krizle ilgili olarak, insani yardım çalışmalarına devam edilmesi çağrısı yapıldı. Mavi Marmara Derneği Başkanı ise, bölgeye insani yardım ulaştırılmasının önemine vurgu yaparak, bölgedeki göç zorluklarına değindi. Sudan’daki iç savaşın özellikle siyonist İsrail ve ABD destekli güçler tarafından tetiklendiği kaydedildi. Hükümet karşıtı Hızlı Destek Kuvvetleri’nin, orduyla çatışmaya devam ettiği ve iç savaşın boyutlarının ciddi boyutlara ulaştığı belirtildi. Sudan’daki gelişmelerle bağlantılı olarak, bölgenin Gazze ile de doğrudan bağlantısı olduğu ortaya kondu. Ayrıca, bölgedeki kaynakların ve doğal zenginliklerin kontrolü, emperyalist ve siyonist güçlerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği anlatıldı.