Türkiye, COP31’ye ev sahipliği yapacak ve başkanlık edecek

Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi Belem’de sona erdi

Brezilya’nın Belem kentinde gerçekleştirilen 30’uncu Taraflar Konferansı (COP30), iklim değişikliği ile mücadele kapsamında önemli kararların alındığı bir platform olarak tamamlandı. Konferanda Türkiye’yi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum temsil etti. Türkiye’nin 2022 yılında başkanlık adaylığını açıkladığı bu süreç, Belem’de gerçekleşen beş günlük müzakereler sonucunda olumlu bir sonuca ulaştı.

Taraflar, önümüzdeki yıl Türkiye’de düzenlenecek COP31’nin ev sahipliği ve başkanlığını Türkiye’nin üstlenmesine uzlaştı. Ayrıca, müzakerelerin yürütülmesinde Avustralya’nın da bundan böyle ortak rol alacağı belirtildi. Pasifik bölgesinde Pre-COP toplantısının düzenlenmesine dair de anlaşma sağlandı. Bu uzlaşma metni, Birleşmiş Milletler çatısı altındaki ‘Batı Avrupa ve Diğerleri’ (WEOG) grubu tarafından oylanarak kabul edildi.

Kurum’dan önemli açıklamalar ve ortak vizyon

Kurum, Belem’de düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin iklim değişikliği mücadeleye verdiği önemi vurgulayarak, “2022 yılından bu yana kararlılıkla sürdürdüğümüz COP31 ev sahipliği adaylığımıza ilişkin önemli bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum,” dedi. Bakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ni hatırlatarak, “Dünyanın birçok ülkesini etkileyen iklim krizinde, Türkiye ve Avustralya birlikte hareket etmeyi kararlaştırdı,” ifadesini kullandı.

Avustralya ile ortaklık ve bölgesel öncelikler

Bakan Kurum, Avustralya’nın müzakere sürecine aktif katılım sağlayacağını belirtirken, Pasifik ülkelerinin önceliklerini de göz önüne alarak Pre-COP toplantısının Pasifik bölgesinde düzenlenmesine dair anlaşmanın sağlandığını açıkladı. Bu ortak çalışma ile iklim krizine karşı küresel mücadele alanında yeni bir işbirliği altyapısı kuruluyor.

Türkiye’nin iklim politikasında yeni dönemi işaret eden gelişmeler

Bakan Kurum, Türkiye’nin adil ve kapsayıcı bir diplomasi anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayarak, “Hiçbir ülkeyi geride bırakmayacak, sürdürülebilir bir yaklaşım benimseyeceğiz,” dedi. Ayrıca, Akdeniz ve Pasifik bölgelerinin iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanlar olduğunu belirterek, bu bölgelerin küresel gündemde daha güçlü yer alması ve kapsayıcı işbirliğinin önemine dikkat çekti.

Gerçekleştirilen diplomatik mücadeleler, Türkiye’nin iklim alanındaki liderliğini pekiştirirken, aynı zamanda 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda atılan kararlı adımların dünya genelinde yankı uyandırdığı görülüyor.

Türk-Anzak dostluğu ve küresel birlik mesajı

Kurum, Türk ve Avustralyalı dostlar tarafından Çanakkale’de temeli atılan ortaklık ruhuna vurgu yaparak, “Bu adımlar, insanlık için yeni bir işbirliği ve dayanışma çağrısıdır. Bu birlikte hareket etme anlayışı, iklim krizine karşı ortak mücadelemizin temelini oluşturacak,” dedi. Yürütülen görüşmelerde, Türkiye’nin iklim ve insani krizlerle mücadelede öncü rol üstleneceği mesajı verildi.

Son olarak, bu tarihi kararların sadece bölgesel değil, küresel iklim mücadelesine de güç katacağına inanılıyor. Türkiye’nin ev sahipliği ve liderliğiyle gerçekleştirilecek COP31, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler ve stratejiler için yeni bir dönemi başlatacak.