Türkiye insan hakları ve bölgesel barışta kararlı duruşunu sürdürüyor

“Mazlumların yanındayız”

Erdoğan, Gazze ve Sudan başta olmak üzere dünyanın çeşitli noktalarında zor durumdaki sivillere destek mesajı verdi. “Gazzeli kardeşlerimizi, Sudanlı kardeşlerimizi selamlıyorum. Nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duruyoruz” dedi.

“Beyannamenin altı tek parti döneminde oyuldu”

Türkiye’deki insan hakları mevzuatının kökenlerine değinen Erdoğan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1949 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Vesayet dönemlerinde bu belgeye uygun hareket edilmediğine dikkat çekerek, “Tek parti faşizmi, beyannamenin altını ilk günden itibaren oymuştur. 27 Mayıs ve 28 Şubat dönemlerinde müdahale edenler, bu zihniyetin ürünüdür” dedi. Son 22 yılda, hükümetin reformlarla bu dönemlerin miraslarını giderdiğini ancak insan hakları ihlallerinin devam ettiğine vurgu yaptı.

“Çiğ süt içmedik, karnımız ağrımıyor”

Erdoğan, insan hakları sicilini savunurken, “Tarihimizde insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız bir leke yoktur. Hiçbir zaman çiğ süt içmedik, şükür karnımız da ağrımıyor” ifadelerini kullandı.

“10 Mart mutabakatı önemli bir düğümü çözecek”

Suriye konusundaki gelişmelere değinen Erdoğan, 10 Mart mutabakatının uygulanmasının bölgedeki barış açısından kritik önem taşıdığını belirtti. “Mutabakatın altına imza atanların ahde vefa göstermesi, bölünmüş ve güçsüz bir Suriye’nin yeniden inşası için önemli bir adım olacaktır” dedi.

“Türkiye sınırlarını ve barışı koruyor”

Türkiye’nin yalnızca sınırlarını değil, bölgesel barış ve istikrarı da gözeten bir liderlik sergilediğini vurgulayan Erdoğan, “Artık sadece sınırlarımızı değil, aynı zamanda barış gücünü ve diplomasiyi şekillendiren bir konuma sahibiz” ifadesini kullandı.