Dolar 42,5291
Euro 49,5628
Altın 5.744,63
BİST 11.007,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 6°C
Az Bulutlu
Sivas
6°C
Az Bulutlu
Per 8°C
Cum 10°C
Cts 11°C
Paz 7°C

Son yıllarda artan şiddet ve toplumsal huzursuzluk kaygı yaratıyor

Son yıllarda artan şiddet ve toplumsal huzursuzluk, toplumun geleceği için kaygı yaratıyor. Çözüm yollarını ve alınması gereken önlemleri keşfedin.

Son yıllarda artan şiddet ve toplumsal huzursuzluk kaygı yaratıyor
14 Kasım 2025 17:00
25
A+
A-

Günümüzde Toplumsal Şiddetin ve Tahammülsüzlüğün Artış Sebepleri

Son yüzyılda yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmelerle birlikte öfke, tahammülsüzlük, şiddet ve zorbalık olguları hızla yükseliyor ve önlenemiyor. İnsanların birbiriyle olan sabır ve tahammülleri azalmış durumda; şiddet ve zorbalık olayları günlük hayatın vazgeçilmezi haline gelmiş durumda. Uzmanlara göre eğitim eksikliği, sosyo-ekonomik faktörler, ebeveyn tutumları, caydırıcı ceza olmaması ve yanlış sosyal politikalar bu davranışların normalleşmesine katkıda bulunuyor. Medyada yer alan şiddet görüntüleri ve söylemler ise olayların daha da normalleşmesine zemin hazırlıyor.

Her gün sokaklarda çıkan kavgalardan, darp edilen kiracılara, dövülen sağlık çalışanlarına, hastanelik olan öğretmenlere, sokak ortasında kurşunlanan insanlara, kadın cinayetlerine ve hayvanlara yönelik şiddet olaylarına tanıklık ediyoruz. İnsanlık dışı davranışlar arasında en ufak olaylarda bile şiddete başvuran kişiler, artan saldırganlıklarıyla dikkat çekiyor. Kaldırımda yürüyen bir kadına yumruk atan, yere düşünce tekmeleyen ve kesici aletle saldıran zorba kişiler çoğalmaya başladı.

Normal sayılsa da, kızgınlık ve sinirlilik yaşamak doğal olsa da, sınırları aşan bu duygular öfke kontrol bozukluklarına işaret ediyor. Öfke patlaması, tahammülsüzlük, saldırganlık gibi duygular kontrol edilmezse, mutlaka uzman desteği alınmalı. Toplumu ayakta tutan gelenek ve görenekler ise, hızla değişen toplumsal davranışlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Aşırı şiddet içerikli diziler ve filmler, gençler arasında şiddeti sıradanlaştırıyor ve olaylara farklı bir bakış açısı kazandırıyor.

Bu olumsuzlukların sonucunda, kültürel ve ahlaki değerlerimiz zedeleniyor; toplumda hoşgörü, sevgi ve saygı gibi değerler erozyona uğruyor. Hiçbir birey diğerini üzmeye, incitmeye, aşağılamaya veya öldürmeye hakkı olmadığını unutmamalı. Bu olumsuz duyguların azalması ve kaybolması için, sabır ve hoşgörü etteşir edilmeli, empati kurmak önem kazanmalı. “Hep ben” ya da “Önce ben” anlayışlarından uzak durulmalı. İnsanlar kendi iç dünyalarını sorgulamalı, kültürel değerlere sahip çıkmalı ve geleneksel yapıyı korumalısınız. Çünkü yaşanan olumsuzluklar, en çok gelecek nesiller olan çocuklarımız ve gençlerimizi etkiliyor ve onlara kötü örnek oluyor.

Bir Müslüman’ın hayatında sevgi ve disiplinin yeri büyüktür. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) de söylediği gibi, “Mümin bal arısına benzer. Daima temiz, nazik ve faydalı olan şeyleri tercih eder.” Bu söz, insanların içten ve saygılı davranışlar sergilemesi gerektiğinin en güzel örneğidir. İnsanlar, kötülükten uzak durmalı, hayır yolunda hareket etmeli, kendini ve toplumunu geliştirmeye çalışmalıdır. İnsanların dürüst, sabırlı ve sevgi dolu olması, toplumun huzur ve barışını sağlamanın temel taşıdır.

Sonuç olarak, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek; gelenek ve göreneklere sahip çıkan, hoşgörü ve sevgi köprüleri kuran toplumlar, daha sağlıklı ve mutlu bir gelecek inşa edebilir. Bütün olumsuzluklara rağmen, insanların kendi iradeleriyle bu karanlık ortamı değiştirme gücü bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, insanlar arası ilişkilerin temelinde sevgi, saygı ve hoşgörü bulunur ve bu değerler yaşatıldıkça, toplumda olumlu gelişmeler yaşanır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.