İklim Değişikliği Sıcaklık Günlerini Artırıyor: 4 Milyar İnsan Aşırı Sıcaklarla Karşı karşıya

İklim Değişikliği ve Sıcaklık Günleri Arasındaki Bağlantı

İklim değişikliğinin etkileri, dünya genelinde giderek daha belirgin hale gelirken, 2 Haziran Sıcaklıkla Mücadele Günü öncesinde yayımlanan yeni bir analiz, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Dünya Gelişmiş Hava Durumu Attribüsyon (WWA), Climate Central ve Kızılhaç İklim Merkezi tarafından hazırlanan çalışma, son bir yıl içinde yaklaşık 4 milyar insanın yaşadıkları bölgelerde en az 30 gün boyunca tarihi ortalamaların çok üzerinde aşırı sıcaklar yaşadığını gösteriyor.

Veriler ve Bulgular

Analize göre, 1 Mayıs 2024 – 1 Mayıs 2025 tarihleri arasında, fosil yakıtların etkisiyle iklim krizinin sıcak hava dalgalarını daha yaygın ve uzun süreli hale getirdiği ortaya çıktı. Söz konusu aşırı sıcak günlerinin yaşanması, iklim değişikliği olmadan mümkün değildi. Çalışma, 195 ülke ve bölgeyi kapsayarak aşırı sıcak günlerinin sayısının en az iki katına çıktığını belirtiyor. Ayrıca, bu dönemde gerçekleşen 67 büyük sıcak hava dalgasının tamamı, iklim değişikliği nedeniyle daha muhtemel hale geldi.

Uzmanlardan Uyarılar

London Imperial College Grantham Enstitüsü’nden iklim bilimci ve WWA Eş Kurucusu Dr. Friederike Otto, çalışmaların sonuçlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Her yakılan petrol varili, her salınan karbondioksit tonu ve her artan dereceyle sıcak hava dalgaları daha fazla insanı etkileyecek. Ancak bu kötü gidişat durdurulabilir,” dedi. Otto, sıcak hava dalgalarının şiddetini azaltmak için enerji sistemlerinin verimlilik odaklı ve yenilenebilir kaynaklara yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, toplumların iklime dirençli hale getirilmesi ve daha eşitlikçi yapılar inşa edilmesinin hayati önemde olduğunu vurguladı.

Sorunun Ciddiyeti ve Geleceğe Dair Uyarılar

Yüksek sıcaklık dalgalarının küresel ölçekte artmasına rağmen, birçok ülkenin hâlâ bu tehdidi yeterince ciddiye almadığı ifade ediliyor. Analiz, sıcaklık artışlarının sadece çevresel değil, sağlık, ekonomi ve sosyal yapılar üzerinde de yıkıcı etkiler yaratabileceği konusunda uyarıyor.