Dolar 40,0494
Euro 47,1651
Altın 4.279,08
BİST 10.167,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 30°C
Açık
Sivas
30°C
Açık
Çar 31°C
Per 32°C
Cum 34°C
Cts 36°C

İsrail’in Madleen Gemisi Saldırısının Uluslararası Hukuki Boyutları

İsrail’in Madleen gemisi saldırısının uluslararası hukuki boyutlarını inceleyen kapsamlı analiz ve detaylar. Hukuki perspektiften olayın değerlendirmeleri burada.

İsrail’in Madleen Gemisi Saldırısının Uluslararası Hukuki Boyutları
11 Haziran 2025 13:12
16
A+
A-

İsrail’in Gazze Ablukası ve Uluslararası Hukuk

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, İsrail’in Madleen gemisine yönelik müdahalesinin uluslararası hukuktaki boyutlarını değerlendirdi. İsrail, 1967’den beri uluslararası hukuk uyarınca Filistin topraklarını işgal altında tutuyor ve 2005’te sona eren İkinci İntifada sonrası Hamas’ın seçimleri kazanması üzerine Gazze’de uyguladığı ablukayı 2007’den itibaren yoğunlaştırdı. Bu abluka, uluslararası kuruluşlar tarafından toplu cezalandırma ve insani yardımın engellenmesi olarak tanımlandı ve çeşitli hukuki düzenlemelere aykırı bulundu.

İsrail’in Abluka ve Hukuka Aykırılıkları

İsrail’in Gazze üzerindeki abluka uygulaması, 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve 1977 tarihli 1. No’lu ek protokol gibi uluslararası insancıl hukuk kurallarıyla çelişiyor. Bu hukuki düzenlemeler, toplu cezalandırmayı ve sivil nüfusa orantısız zarar vermeyi yasaklıyor ve insani yardımın engellenmemesini öngörüyor. Ancak İsrail, 2007’den bu yana Gazze’ye insani yardımların önünü kapatıyor ve bölgeye karadan, havadan ve denizden uyguladığı abluka ile ciddi insani krizlere yol açtı.

Uluslararası Hukuk ve Gazze’ye Yönelik Kararlar

7 Ekim 2023 sonrası Gazze’de yaşananlar, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Güney Afrika’nın İsrail aleyhinde açtığı davada verdiği bağlayıcı ihtiyati tedbir kararlarını hatırlattı. Divan, İsrail’in insani yardımın engellenmemesi gerektiğine ilişkin üç kez karar verdi ve Gazze’de yaşayanların temel ihtiyaçlarına ulaşımının sağlanması için gerekli adımların atılmasını talep etti. Ancak İsrail, bu kararları hiçe sayarak Madleen gemisinin geçişine izin vermedi ve insani yardımı engelledi.

Madleen Gemisine Müdahale ve Uluslararası Hukuk

Birleşik Krallık bayrağı taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda, Mısır açıklarındaki bölgede müdahale edilmesi, deniz hukuku açısından da hukuka aykırıdır. Bu bölge, Filistin’e ait münhasır ekonomik bölge içinde olup, İsrail’in abluka uyguladığı sınırlar dahi değildir. Uluslararası deniz hukuku kuralları gereği, başka devletlerin sivil gemilere müdahale edebilmesi belirli şartlara bağlıdır ve Madleen’in durumu bu şartlara uymamaktadır. Ayrıca, abluka bölgesinde olsa bile, insani yardımın engellenmesi uluslararası teamül hukukuna aykırıdır ve bu durum, uluslararası hukuka göre kabul edilemez.

İhlaller ve Sonuçları

İsrail’in yaptığı müdahale, 7 Ekim sonrası Gazze’de uygulanan ablukanın hukuka aykırılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı’nın kararlarına rağmen, İsrail’in insani yardımlara izin vermemesi ve Madleen gemisinin geçişine engel olması, hukuki yükümlülükleri ihlal ediyor. Bu durum, Gazze’deki yaşam koşullarını daha da kötüleştirirken, uluslararası toplumun bu ihlallere karşı harekete geçmesi gerektiğini gösteriyor.

Sonuç ve Çözüm Arayışları

İsrail’in uyguladığı ablukayı kırmak ve Gazze halkına insani yardımın ulaşmasını sağlamak amacıyla çeşitli sivil girişimler ve özgürlük filosu hareketleri devam ediyor. 2010 yılında gerçekleşen Mavi Marmara olayında olduğu gibi, uluslararası kamuoyunun tepkisi ve baskısı, İsrail’in abluka politikalarını zaman zaman yumuşatmaya zorladı. Ancak, uluslararası hukuka aykırı bu uygulamaların sona erdirilmesi ve bölgedeki insani durumun iyileştirilmesi için devletler ve uluslararası kuruluşların etkin adımlar atması gerekiyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.