Türk Savunma Sanayisi Köklü Bir Geçmişle Yükselecek

Türkiye’nin savunma sanayisinde tarihi ve stratejik ilerlemesi

Haluk Görgün, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen "Köklerden Ufuklara Türk Savunma Sanayisinin Yükseliş Hikayesi Paneli"nde önemli açıklamalarda bulundu. Panel, Türkiye’nin savunma sanayisinin köklerine inen deneyimlerini ve geleceğe yönelik vizyonunu yansıtan önemli bir etkinlik olarak öne çıktı.

Görgün, savunma sanayisinin yalnızca bir teknoloji alanı olmadığını, Kurtuluş Savaşı’ndan beri süregelen direniş ruhunun, yüksek teknolojik hamlelerle bütünleştiğini vurguladı. Ona göre, bu alan ekonomik büyüme, diplomatik güç ve stratejik üstünlük açısından kritik öneme sahip. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, yerli ve milli üretim yetkinlikleriyle teknolojik bağımsızlık hedefleniyor.

Yerlilik oranı %83’e ulaştı

Görgün, Türkiye’nin savunma sistemlerinde yerlilik oranının %83’e yükseldiğini belirtti. Bu başarı, politikalar, gelişmiş insan kaynağı ve güçlü ekosistem sayesinde mümkün oldu. 3 bin 500’den fazla firmanın ve yaklaşık 100 bin çalışanın katılımıyla 1380’den fazla proje yürütülüyor. Üretilen sistemler, yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamıyor, aynı zamanda uluslararası pazarda da tercih ediliyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin teknolojiyi ürün haline getirip küresel liderliğe oynadığını gösteriyor.

Uluslararası ticaret ve ihracat artıyor

Görgün, savunma sanayisinin ihracatının geçen yıl 180 ülkeye ulaştığını ve 2024 yılında %29 artışla 7,1 milyar dolar seviyesine çıkacağını bildirdi. Temmuz ayında ihracat, 2024’e kıyasla %128,4 artış göstererek 989,6 milyon dolara ulaştı. Ocak-temmuz döneminde toplam ihracat ise yaklaşık 4,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, Türkiye’nin teknolojisini ürüne dönüştürme başarısının göstergesi olarak öne çıkıyor.

Bağımsızlık ve stratejik üstünlük

Görgün, savunma sanayisinin Türkiye’nin bağımsızlık manifestosu olduğunu vurguladı. Her yeni yatırımın, Türkiye’nin geleceğine atılmış stratejik adım olduğunu dile getirdi. Ayrıca, sanayide gelişen nitelikli işletmeler ve küresel ortaklıklar sayesinde, Türk şirketleri dünya pazarında rekabet gücü kazandı. Teknoloji geliştiren ve tüm trendleri takip eden kurumların yanında olunmaya devam edileceği bildirildi.

Son olarak, Görgün, Türkiye’nin aklını stratejiye, stratejisini teknolojiye ve teknolojisini ürüne dönüştürmeyi başardığını söyleyerek, savunma sanayisinin ülkenin bağımsızlık manifestosu olduğunu belirtti. Panel kapsamında gerçekleştirilecek tartışma ve önerilerin, geleceğin stratejik üstünlüğünü şekillendireceği vurgulandı.